-
1 vakitli vakitsiz
когда́ придётся, не счита́ясь со вре́менем -
2 vakitli vakitsiz
at all sorts of time -
3 vakitli
vakitli pünktlich, fristgemäß;vakitli vakitsiz wann es (ihm, ihr, ihnen usw) passt(e) -
4 vakitli
своевре́менный, уме́стныйvakitli vakitsiz — когда́ придётся, во вся́кое вре́мя, не счита́ясь со вре́менем
-
5 vakitli
"done at the right time; done in due season. - vakitsiz (doing something) without considering whether or not it is the proper time to do it."
См. также в других словарях:
vakitli vakitsiz — zf. Uygun zaman gözetmeden, gelişigüzel, rastgele zamanlarda Su salası, gündüz, vakitli vakitsiz verilirdi. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakitsiz — sf. 1) Uygun bir zamanda olmayan O iyi yürekli adam bu vakitsiz ziyaretimin sebebini önceden bildiği için... Y. K. Karaosmanoğlu 2) zf. Mevsimsiz, zamansız bir durumda Birleşik Sözler vakitli vakitsiz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller vakitsiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakitli — sf. Zamanında yapılan, zamanında olan Bu, vakitli bir iş sayılmaz. Birleşik Sözler vakitli vakitsiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
GÂH Ü NA-GÂH — Vakitli vakitsiz, zamanlı zamansız … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çat pat — zf. 1) Az çok ve yalan yanlış biçimde, çatra patra 2) sf. Yarım yamalak Çat pat İngilizcesi olduğundan, onu tutmuş, Harbiye nezaretiyle işgal karargâhı arasında irtibat zabiti yapmışlardı. A. İlhan 3) Ara sıra 4) Uygunsuz zamanlarda, vakitli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sala — is., din b., Ar. ṣalāˀ Müslümanları bayram veya cuma namazına çağırmak, bazı yerlerde cenaze için kılınacak namazı haber vermek amacıyla minarelerde okunan dua Su salası, gündüz, vakitli vakitsiz verilirdi. Y. K. Beyatlı Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zamanlı zamansız — zf. Gelişigüzel zamanlarda, vakitli vakitsiz Onun büyükelçilik konutuna zamanlı zamansız gelip gitmesine aldırış etmiyordu. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
GÂH Ü BÎ-GÂH — Sıralı sırasız, vakitli vakitsiz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük